En faziletli istiğfar, günahta ısrar etmekten uzaklaşmakla birlikte yapılan istiğfardır. Bu şekilde yapılan istiğfar, nasuh tövbesi sayılır, yani içtenlikle ve samimiyetle yapılan tövbe niteliğinde olur. Kişi günah işleme düşüncesini kalbinden söküp atmadan, sırf diliyle “estağfirullah” (Allahım, beni bağışla) demesi bir dua mahiyetinde olur; bununla sadece bağışlanması için Allah’a dua etmiş olur.
Bu güzel bir sözdür, icabet edilmesi umulur. Ancak böyle bir istiğfar, yalancıların istiğfarıdır. Günahta ısrarla birlikte tövbe olmaz. Zira yalancı diliyle tövbe ederken, kalbinde günah arzusu vardır. Gerçek istiğfar, “estağfirullah” diye dil ile yalvarmakla birlikte, bedeni günahlardan uzak tutmakla gerçekleşir. Bunu söylerken kalbinde hâlâ günahta ısrar düşüncesi bulunuyorsa bu kişi yalancı sayılır. Çünkü gerçekten Allah’a ve O’nun emrine dönmüş değildir.
Bu kimsenin, tövbe etmediği halde kendisinin tövbe ettiğini bildirmesi câiz olmaz. Huzeyfe [radıyallahu anh] bu hususa değinerek şöyle demiştir: “Bir kimseye günah olarak ‘estağfirullah ’ dedikten sonra tekrar günah işlemeye dönmesi yeter.”
(S.Mübarek Erol, B.Gönüllüleri Kitabı)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder