İmam Şafii Hz.leri Şeybani Ra'i'nin huzurunda anasının önünde diz çöken çocuğun duruş ve oturuşu gibi saygılı bir tavır içinde bulunurdu. Ahmed bin Hanbel (r.a.) İmam Şafi'nin yanında otururken bir gün Şeybâni Râ'i çıkageldi..
Ahmed bin Hanbel: "Bu zat zahiri ilimlerdeki eksikliğine rağmen hâlâ batın ilmini elde etmeye çalışıyor, bu yüzden kendisine Fıkhi birkaç mesele sormak istiyorum", deyince İmam Şafii: "Bunu yapma" dediyse de İmam Ahmed kendisini alamayarak Şeybâni Râ'i'ye:
"Beş vakit namazdan birini kazaya bırakıp, bilâhare kaza edeceği zaman da bu vaktin hangisi olduğunu unutan bir kimse hakkında ne dersin? Böyle bir kimse ne yapmalı ve nasıl davranmalıdır? diye sordu.'
O'nun "Allahtan gafil ve habersiz olarak yasayan böyle bir kimse bu halinden vazgeçinceye ve gafleti unutuncaya kadar cezalandırılmalıdır" şeklindeki cevabı karşısında Ahmed b. Hanbel kendinden geçerek yığılıp kaldı ve bayıldı, Ayılınca İmam Şafii: "Ben sana ona karşı gelmemeni söylememiş miydim?" dedi.
Diğer bir zaman da da Develerin zekatının nasıl verilmesi gerektiğini sormuş ve şu cevabı almıştı:
"Fıkhın sadece ilmiyle uğraşan sizlere göre, her beş deveye karşılık bir koyun verilir. İmam bize göre beş devenin beşi de, hatta varsa koyunda zekât olarak verilir" buyurdu. "Bu konuda delilin nedir ve dayanağın kimdir?" dive sorulunca da: "İmamım Ebu Bekir Es-Sıddık (r.a.)’dır. Zira o, bir mücahede sırasında elinde ve avucunda ne varsa hepsini ordunun teçhizi için resüllüllaha arzettiğinde, kendisine: "Senin ve ehlû iyâlin için geride ne bıraktın? diye sorulunca "Evet onlar için Allah ve Resulünü bıraktım" cevabını lütfetti. Bunun üzerine huzurda bulunanlar hayret ve şaşkınlık içinde kaldılar. Halbuki Şeybâni Râ'i bir ümmi idi, ümmisinin hali böyle olunca, Alim olan sofilerin durumunu buna göre düşünmek ve takdir etmek gerekir.
Ariflerden İnciler, Yahya Pakiş
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder