Vehb der ki:
Hz. Davud ailesinden gelen hikmetler arasında şunlar yazılıdır: Akıllı kişinin şu dört vakit hakkında gaflette olmaması gerekir: Vaktin bir bölümünde nefsini hesaba çekmeli. İkinci vakitte Rabb'ine yakarışta bulunmalı. Üçüncü vakitte, kendisine kusurlarını bildiren ve nefsine karşı kendisine dost olan kardeşleriyle buluşmalı. Dördüncü vakitte de, nefsi ile helâl ve güzel lezzetleri baş başa bırakmalıdır. Bu dördüncü vakit, diğer üç vaktin yerine getirilmesi için yardımcı ve kalbin daha yetkin ve derli toplu olmasını sağlayıcıdır. Yani insanın dinlenmesini sağlar.
Mümin kişi, mubah arzularını yerine getirirken bununla taat yapabilmek için güçlenmeye niyet ederse, bu arzuları, karşılığında sevap verilen taatler haline gelir.
Tıpkı Muâz b. Cebel’in (r.a), "Ben uyumayı gece ibadet etmek gibi sayıyorum" sözünde geçtiği gibi. Yani o, gecenin son kısmını ibadetle geçirebilmek için güç kazanmak maksadıyla uyumaya niyet ediyordu. Bundan dolayı gece ibadeti için sevap beklediği gibi uykusu için de sevap beklemekteydi.
(İbn Receb el-Hanbelî, Hadislerle İlim ve Hikmet)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder