Resulullah'ın [sallallahu aleyhi vesellem], 'Allah Teâlâ, kulunun tövbesini, canı boğazına gelmediği müddetçe kabul eder”[1] hadis-i şerifi hakkında ne buyurursunuz, diye sordu.
Salih zat,
- Evet, böyledir. Ama senin mesleğin nedir, diye ona sordu ve aralarında şöyle bir konuşma geçti:
- Terziyim, elbise dikerim.
- Terzilikte en kolay şey nedir?
- Makası tutup kumaşı kesmektir.
- Kaç seneden beri bu işi yaparsın?
- Otuz seneden beri.
- Canın gırtlağına geldiği zaman, kumaş kesebilir misin?
- Hayır, kesemem.
- Ey terzi! Bir müddet zahmet çekip öğrendiğin ve otuz sene kolaylıkla yaptığın bir işi o zaman yapamazsan, ömründe hiç yapmadığın tövbeyi o an nasıl yapabilirsin? Bugün gücün yerinde iken tövbe et! Yoksa son nefeste istiğfar ve hüsn-i hâtime nasip olmayabilir ... Sen hiç, “Güne başlayan nice kimseler vardır ki gün çıkmadan ölür. Yarını bekleyen nice kimseler de vardır ki yarına çıkmadan ölür”[2] sözünü işitmedin mi?
Bunun üzerine terzi ihlâsla tövbeye sarıldı ve o da salihlerden oldu.
[1] Tirmizi, Daavat, 98
[2] Sûyuti, el-Câmiu’s-Sağir, ur. 6419.
- Terziyim, elbise dikerim.
- Terzilikte en kolay şey nedir?
- Makası tutup kumaşı kesmektir.
- Kaç seneden beri bu işi yaparsın?
- Otuz seneden beri.
- Canın gırtlağına geldiği zaman, kumaş kesebilir misin?
- Hayır, kesemem.
- Ey terzi! Bir müddet zahmet çekip öğrendiğin ve otuz sene kolaylıkla yaptığın bir işi o zaman yapamazsan, ömründe hiç yapmadığın tövbeyi o an nasıl yapabilirsin? Bugün gücün yerinde iken tövbe et! Yoksa son nefeste istiğfar ve hüsn-i hâtime nasip olmayabilir ... Sen hiç, “Güne başlayan nice kimseler vardır ki gün çıkmadan ölür. Yarını bekleyen nice kimseler de vardır ki yarına çıkmadan ölür”[2] sözünü işitmedin mi?
Bunun üzerine terzi ihlâsla tövbeye sarıldı ve o da salihlerden oldu.
[1] Tirmizi, Daavat, 98
[2] Sûyuti, el-Câmiu’s-Sağir, ur. 6419.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder