8 Ağustos 2015 Cumartesi

Zünnûn-ı Mısrî Hazretleri:
- Otuz seneden fazla halkı davet ettim. Bir sûfiden başka derviş görmedim, demiştir.
Allah aşkına söyleyin, bin sene önce böyle olunca, bu gün dervişi nerede bulacağız? Dervişlik kala kala bize mi kaldı?
Zünnun-ı Mısrî Hazretlerinin bahsettiği derviş, bir padişahın oğluydu. Camiye namaz kılmaya gelmişti. Zünnun-ı Mısrî ona şöyle dedi:

- Güçlü ile boy ölçüşen zayıftan daha ahmak kimse olamaz!

Şehzade, bu sözün ne anlama geldiğini sordu, Hazret şöyle dedi:

- Oğlum, insanoğlu pek zayıftır. Kuvvetli olan ise Allah’tır. Nasıl olur da insanlar Allah’la boy ölçüşür? “Malım, canım” der!..

Bu cevap şehzadeye çok tesir etti. Tefekküre daldı. İşin hakikatını anladı. Saraya gitti. Zayıflığını anlayıp kuvvetli olanı bulmak için uykularını bile kaçırdı. Bir müddet sonra Zünnun-ı Mısrî Hazretlerine tekrar geldi ve şöyle sordu:

- Allahu Teâlâ’ya giden yol nedir? Zayıf olan kişi, güçlü olana nasıl kavuşur?

Zünnun-ı Mısrî Hazretleri (k.s) :

- Allahu Teâla’ya giden yol ikidir: Biri küçük diğeri ise büyüktür. Hangisini tercih edersin?

- ?......

- Küçük yolu tercih edeceksen dünyalık hevesleri terk etmelisin, gazap ve şehvetini yok etmelisin. Büyük yolu talep ediyorsan, kalbinden Hak Teâla dışında ne varsa çıkarıp atmalısın, dedi. Şehzade:

- Vallahi büyük yoldan başkasını istemem, dedi.

O zamanlar mürşitler, kendilerine intisap eden dervişlere hırka giydirirler, dergahta hizmetlerine alırlarmış. Böylece seyri süluk eğitimleri başlarmış müritlerin.

O zat da böylece intisap etmiş, Zünnun-ı Mısrî Hazretlerine, dervişlik hırkasını giymiş ve işe koyulmuş. Sonradan çok kıymetli velilerden olmuş. İşte bu müridi için o sözü söylemiş:

- Otuz senede bir derviş buldum!..

(Hac ve Umrenin Fazileti, Mehmet Ildırar, Semerkand Yayınları.)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder