23 Ekim 2015 Cuma

Gafleti Gidermenin Yolu

Gavs-ı Bilvânisî Seyyid Abdülhakim el-Hüseynî [kuddise sırruh], bir sohbetinde gafleti yok etme hususunda şöyle buyurmuştur:
 "Bakınız, bu milletin başına ne geldiyse gafletten geldi. Şah-ı Hazne [kuddise sırruh], 'Gaflet kadar hiçbir kötü hastalık yoktur' derdi.


Kimin başına her ne kötülük geldiyse nefsinin hilelerinden gafil kaldığı için gelmiştir. Şayet kişi kendi güç ve kuvveti ile gafleti terkedemiyorsa, edebe sarılsın ve buna dikkat etsin. Şöyle ki:

'Rabbim her an her yerde beni görüyor' diye düşünsün ve bu hususta nefsini zorlasın. Her zaman Allah'ın zikri ile meşgul olun. Hatta cünüp dahi olsanız, kalben 'Allah Allah' diyin ve Allah'ı anmaktan gafil olmayın. Bakınız, sultanlar bir beldeye girdiklerinde o beldede daha önce hüküm sürenleri zelil ve esir edip, emirleri altına alırlar. Siz kalbi bir şehir, zikri de bir sultan olarak düşününüz. Sultan olan zikir kalbe hâkim olduğu an, daha önce orada hüküm süren gafleti, vesveseyi ve benzeri kuruntuları siler süpürür, yok eder. Ayrıca açık ve gizli edeplere dikkat etmekle insanın kalbi uyanır. Böylece gaflet de yok olur."


(lldırar-Çağıl, Seyyid Abdülhakim el-Hüseynî ve Nakşibendi Tarikatı. s.41.)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder