30 Ocak 2021 Cumartesi

Kibir

 Kibir başlı başına öldürücü bir hastalıktır. Allah buyurur :

— Şeytan diretmiş, kibirlenmek istemişti. Zaten o kâfirlerdendi. (1)

Kibir, ibâdetlerin teferruâtına zarar veren diğer kötü huylara benzemez. O, ibâdetin aslına zarar verir, îtikadları kökten sarsar. Eğer biraz fazla olursa — Allah korusun — insan kendini toparlayamaz, küfre gider. Kibrin insana getirdiği âfetlerden dört tanesini sayalım.

Birincisi: Kibirli insanın basireti kapanır, hakikati göremez. Akıllara durgunluk verecek derecedeki bu kâinat ona hiç bir şey anlatamaz. İrâdesizdİr. Allah buyurur:

— Yeryüzünde haksız yere kibirlenenleri, âyetlerimi idrâkten çevireceğim. (2)

— Allah her kibirli ve zâlim kalbi mühürler. (Hakikati anlayamaz) (3)

İkincisi: Kibirli insan Allah'ın öfkesini üzerine çeker.

Kur'anda buyurulur :

— Allah kibirlenenleri sevmez.

Anlatıldığına göre Hz. Mûsa bir gün (Ey Rabbim) demiş, (en çok öfkelendiklerin kimlerdir? )

Allah buyurmuş:

— Kibirlenen, haşin dilli olan, hakikati göremeyen, cimri ve kötü huylulardır.

Üçüncüsü: Kibirli kimse dünyada sıkıntılara, âhirette azâba dûçar olur. Büyüklerimizden biri der ki:

Ölüm gelmeden önce üç şeyden kaçın: Kibir, hırs ve ucûb. Allah kibirlenenleri kendi yakınlarından ezâ çektirmeden; harisleri bir lokma ekmekle bir yudum suya muhtaç etmeden; böbürlenenleri kendi pisliğine bulaştırmadan dünyadan çıkarmaz.

Derler ki:

— Kim haksız yere kibirlenirse Allah onu zelil eder.

Dördüncüsü: Kibirli kimse âhirette Allah'ın azâbına uğrar. Rivâyete göre Allah kudsî hadiste buyurur:

Büyüklük (kibir) ve ululuk bana mahsus giyeceklerdir. Kim bunları giymek isterse cehenneme atarım.

Bu kudsi hadîsin mânası şudur:

Büyüklük ve ululuk bana mahsus sıfatlardandır. Nasıl insan giyeceği, insana mahsus ise bunlar da bana mahsustur. Onlara benden başka kimse lâyık değildir.

Bir huy ki insan basiretinin kapanmasına, Allah'ın gadabına, dünyada sıkıntılara, âhirette cehennem azâbına sebep olur, ak olan böyle kötü bir huydan gâfil olmaz. Onu üzerinden söker atar.

Bu dört şeyden bir tanesi bile büyük zararlara yol açar. Ya dördü birden olursa insanın hâli nice olur? AIlah'tan samimi temennimiz odur ki böyle kötü huylardan her birimizi korusun.

KİBİR: Kişinin kendisini diğerlerinden yüksek ve , üstün görmesidir. Böyle bir davranışa TEKEBBÜR denir. Zıddı TEVÂZU'dur ki alçak gönüllü olma hâlidir.

Tekebbür ile tevâzu' umumî ve hususî gibi kısımlara ayrılır. Umumî tevâzu', yeme - içme, mesken vs. hususunda gösterilen sâdeliktir. Bunun karşılığı umumi tekebbür, yeme - içme v.s. de DEBDEBE'dir. Hususî tevâzu', kim tarafından gelirse gelsin nefsini hakkı kabûl etmeğe alıştırmak; karşılığı olan hususî tekebbür ise, hakkı kabûl etmekten kaçınmaktır. Bu türlü tekebbür sırf günahtır.

Umumî tevâzu'a ulaşabilmek için insan evvelini, âhirini ve içinde bulunduğu hâli düşünmelidir. Nitekim derler :

Ey insan, evvelin bir damla meni, sonun kokmuş necis. Bu ikisinin arasında da helâ durumundasın. Neye böbürlenip durursun.

Hususî tevâzu'a ulaşabilmek için, hakkı kabûl etmeyenlerin uğrayacağı azâbl düşünmelidir. 

Basireti olanlara KALB MEVZUUNDA bu söylediklerimiz yeter. Muvaffakıyet verecek yalnız Allah'tır.


(1)  Bakara Süresi, âyet: 34

(2) A'raf Süresi, âyet: 146

(3) Mü'min Sûresi, âyet: 35


Abidler Yolu, İmam-ı Gazali 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder