7 Ekim 2021 Perşembe

 Abdullah b. Mübârek [rahmetullahi aleyh] senedini vererek, bir adamdan şunu rivayet etmiştir. Bir adam (Halid b. Ma'dân), Muâz b. Cebel'e [radıyallahu anh],


"Bana, Resûlullah'tan [sallallahu aleyhi vesellem] işittiğin bir hadis naklet" dedi. Muâz b. Cebel [radıyallahu anh] ağladı, öyle ki susmayacak zannettim. Sonra sakinleşti ve peşinden şöyle dedi:


Resûlullah'ı [sallallahu aleyhi vesellem] işittim, bana,


"Ey Muâz!” buyurdu. Ben,


"Anam babam sana feda olsun, buyur yâ Resûlallah!” dedim. AIlah Resûlü [sallallahu aleyhi vesellem],


"Sana bir hadis söyleyeceğim, eğer onu ezberleyip muhafaza edersen sana fayda verir, eğer onu zayi eder ve muhafaza etmezsen, kıyamet günü Allah katında hüccetin kesilir (delilin vok olur). 


Ey Muâz! Allah Teâlâ gökleri ve yeryüzünü yaratmadan evvel yedi melek yarattı, sonra gökleri yarattı. Her gök için bir meleği kapıcı olarak görevlendirdi. Onları azametle bürüdü.


Hafaza (amelleri yazan kirâmen kâtibin) melekleri, kulun sabahtan akşama kadar yaptığı amelleri alarak göğe yükselirler. Amelde güneş gibi parlayan bir nur vardır. Onunla dünya semasına yükseldiklerinde, koruyucu melekler ameli tezkiye edip büyütürler. Kapıya varınca, kapıdaki görevli melek, ameli getiren meleklere,


'Alın bu ameli götürüp sahibinin yüzüne çarpın! Ben gıybet işleyenlere karşı muhafızım. Rabbim bana, insanların gıybetini yapanların amelini bu kapıdan ileriye geçirmememi emir buyurdu! (Bu amelin sahibi insanları gıybet ederdi!)' der.


Sonra koruyucu melekler, kulun amellerinden salih bir ameli getirirler; onu tezkiye ederek ve büyüterek ilerlerler. İkinci kat semaya ulaştıklarında, ikinci kat semada görevli melek onlara,


'Durun! Götürün bu ameli sahibinin yüzüne çarpın! Çünkü o, bu ameliyle Allah Teâlâ'nın rızasını değil dünya malı elde etmeyi istedi. Rabbim bana, böylesi amellerin buradan öteye geçmesine müsaade etmememi emir buyurdu! Ayrıca bu adam, meclislerde insanlara karşı ameli ile övünürdü' der.


Koruyucu melekler, kulun sadaka, oruç ve namazdan oluşan ve infaza meleklerinin hoşuna giden amelini yükseltirler. Amelde parlayan bir nur vardır. Onu üçüncü kat semaya kadar götürürler. Üçüncü kat semaya vardıklarında, orada görevli melek,


'Durun! Götürün bu ameli sahibinin yüzüne çarpın! Ben kibre karşı muhafız meleğim. Rabbim bana, kibir sahibi olanların amellerini buradan öteye geçirmememi emir buyurdu. O kişi, bulunduğu topluluklarda insanlara karşı kibirlenirdi!' der.


Sonra koruyucu melekler, kulun parlak yıldız gibi parlayan amelini göğe yükseltirler. Amel tesbih, namaz, hac ve umreden oluşup onun için gizli bir ses vardır. Melekler onunla dördüncü semaya vardıklarında orada görevli melek onlara,


'Durun! Götürün bu ameli sahibinin yüzüne çarpın! Onu sırtına ve karnına vurun. Ben, ucb sahiplerine karşı muhafız meleğim. Rabbim bana, ucb sahiplerinin amelini buradan yukarıya geçirmememi emir buyurdu. O kişi bir amel işlediği zaman ameline ucb karıştırırdı (onunla kendini beğenirdi)' der.


Sonra koruyucu melekler, kulun amelini yükseltirler, onunla beşinci semaya kadar varırlar. Amel, sahibi için süslenmiş gelin gibi güzel ve parlaktır. Orada görevli melek, onlara,


'Durun! Götürün bu ameli sahibinin yüzüne çarpın! Onu boynuna yükleyin. Ben hasede karşı muhafız meleğim. O, insanlar içinde kendisi gibi öğrenen ve amel edenlere haset ederdi (onları çekemez ve sevmezdi). İbadetlerden fazla yapan herkese haset eder ve onlara hakkında kötü konuşurdu. Rabbim bana, haset edenlerin amellerini buradan öteye geçirmememi emir buyurdu!' der.


Sonra koruyucu melekler, kulun ameliyle yükselirler. Bu amel namaz, zekât, oruç, hac ve umreden oluşmaktadır. Altıncı göğe kadar götürürler. Oraya vardıklarında kapıda görevli melek onlara şöyle der:


'Durun; bu ameli götürüp sahibinin yüzüne çarpın! Çünkü o, Allah'ın kullarından başına bir bela gelen veya kendisine bir zarar dokunan hiçbir insana asla merhamet etmezdi. Hatta ona sevinirdi. Ben, rahmet meleğiyim; Rabbim bana, merhamet etmeyenlerin amellerini buradan ileriye geçirmemeyi emir buyurdu!' der.


Yine koruyucu melekler, bir kulun amelini yedinci semaya kadar yükseltirler. Bu amel oruç, namaz, infak, zekât, ictihad ve veradan oluşmaktadı. Onun gök gürültüsü gibi bir sesi vardır ve o güneş gibi parlaktır. Onunla birlikte üç bin melek bulunur. Melekler onu yedinci semaya kadar götürürler. Yedinci semaya varınca bu kattaki görevli melek, onlara,


'Durun! Götürün bu ameli sahibinin yüzüne çarpın! Onunla âzalarına vurun. Onun kalbini kilitleyin. Ben Rabbim'in rızası istenerek yapılmayan her ameli Rabbim 'den perdelerim. Bu kimse, ameliyle Allah Teâlâ'dan başkasını istedi. O, fakihler yanında yücelik, âlimler yanında anılmak ve şehirlerde şöhretinin yayılmasını istedi. Rabbim bana, onun amelini buradan öteye geçirmememi emir buyurdu! İhlâs ile sırf Allah rızası için yapılmayan her amel riyadır. Allah Teâlâ ise riyakârın amelini kabul etmez' der.


Yine koruyucu melekler kulun namaz, zekât, oruç, sadaka, hac, umre, güzel ahlâk,  sükût ve Allah Teâlâ'yı zikirden ibaret olan güzel amellerini semaya yükseltirler. Koruyucu meleklere göklerin melekleri de eşlik ederler. Böylece Allah Teâlâ'nın huzuruna varıncaya kadar bütün perdeler geçilir, Allah'ın huzurunda dururlar. O salih amellerin Allah Teâlâ için ihlâsla yapıldığına şahitlik ederler. Allah Teâlâ onlara,


'Sizler kulumun amellerini korumakla görevlisiniz; ben ise, onun nefsini murakabe etınekteyim (içine bakmaktayım). O kul, bu ameliyle benim rızamı murat etmedi. Onunla benden başkasını istedi. Lânetim onun üzerine olsun' buyurur. Bunun üzerine bütün melekler,


'Senin ve bizim lânetimiz onun üzerine olsun' derler. Bütün gökler,


'Allah'ın ve bizim lânetimiz onun üzerine olsun' derler. Yedi kat gökler ve içindekiler ona lânet ederler.


Muıâz [radıyallahu anh] demiştir ki: Bunu işitince ben,


"Yâ Resûlallah, sen Allah'ın resûlüsün (böyle bir tehlike ile yüz yüze gelmezsin); ben ise Muâz'ım (benim halim ne olacak?)” dedim.


Resûlullah [sallallahu aleyhi vesellem],


"Amelinde noksanlık (ve kusur) varsa da sen bana uy. Ey Muâz, Kur'an ehli olan kardeşlerin hakkında kötü konuşmaktan dilini tut. Günahını kendine yükle, onlara yükleme. Onları kötüleyerek kendini tezkiye etme. Nefsini onların üstüne çıkarma. Dünya işini ahiret işine karıştırma. İnsanların senin kötü ahlâkından çekinmesi için meclisinde kibirlenme. Yanında biri varken, başka biriyle gizlice konuşma. İnsanlara karşı büyüklenme ki dünyanın hayrı senden kesilmesin. İnsanları (fitne ile) parçalama ki kıyamet gününde cehennem köpekleri seni ateşin içinde parçalamasın. Allah Teâlâ,


'(Canları) kolaylıkla alanlara ant olsun' (Nâziât 79/2) buyurmuştur. Ey Muâz, bilir misin nâşidât (kolaylıkla çekip alanlar) nedir?” dedi. Ben,


"Anam babam sana feda olsun yâ Resûlallah, o nedir?” dedim.


Resûltlllah [sallallahu aleyhi vesellem],


"Cehennemde birtakım köpeklerdir; etleri kemikten çekip alırlar” buyurdu. Ben,


"Anam babam sana feda olsun yâ Resûlallah, bu hasletleri yapmaya kimin gücü yeter ve bu tehlikelerden kim kurtulur?" diye sordum.


Resûlullah [sallallahu aleyhi vesellem],


"Ey Muâz, o, Allah Teâlâ'nın kendisine kolaylaştırdığı kimseler için kolaydır” buyurdu. 


Hadisin râvisi demiştir ki:


"Bu hadisteki tehlikeden sakınmak için Muâz' dan daha çok Kur' an okuyan görmedim."316


316 bk. İbnü'l-Mübârek, ez-Zühd, nr. 452; Zebîdî, İthâfü's-Sâde, 10/80.


Kimya-yı Saadet, İmam-ı Gazali

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder