Kur'ân-ı Kerîm'i öğrenen kimse büyük bir dereceye nail olur. Kur'an'a karşı hürmeti gözetmek gerekir. Kişi kendisini lüzumsuz şeylerden korumalı ve tüm hallerinde edebini muhafaza etmelidir. Böyle yapmayan kimseye Kur'an'ın hasım olmasından korkulur.
Resûlullah [sallallahu aleyhi vesellem] şöyle buyurmuştur:
"Ümmetimin münafıklarının çoğu, Kur'an ezberleyenler arasından çıkar."1
Ebû Süleyman ed-Dârânî [rahmetullahi aleyh]demiştir ki:
"Cehennem zebânileri, Kur'an'ı öğrenip ezberledikten sonra günahlara dalan hafızlara, puta tapanlardan önce azap ederler."2
Tevrat'ta şöyle nakledilmiştir:
"Ey kulum, benden hayâ etmiyor musun? Yolda giderken sana arkadaşlarının birinden bir mektup gelse, hemen bir kenara çekilip onu okumak için oturur ve hiçbir kaçırmayayım diye onu kelime kelime okuyup düşünürsün. İşte bu, benim sana gönderdiğim kitabımdır. Bak onda hikmet, hüküm ve haberleri nasıl peş peşe anlattım. Çok defa iyice düşünesin diye onları uzun ve genişçe tekrarladım. Sonra sen ondan yüz çevirdin. Ben, senin için bir arkadaşından daha mı değersizim?
Ey kulum, sana bir arkadaşın geldiğinde, ona bütünüyle yönelir, kendisine kulak verirsin; bu arada bir kimse konuşsa veya meşgul etse hemen ona 'sus' diye işaret edersin. İşte ben, kelâmımla sana yöneliyor, seninle konuşuyorum. Sen ise kalbinle benden yüz çeviriyorsun! Beni bir arkadaşından daha basit mi görüyorsun?
Hasan-ı Basrî [rahmetullahi aleyh] demiştir ki:
"Sizden önce gelenler, Kur'an'ı Rablerinden kendilerine gelen risaleler, mesajlar olarak görüyorlardı. Gece olunca onu okuyarak üzerinde derin derin düşünüyor, gündüz de hükümlerini uygulamakla meşgul oluyorlardı. Siz ise kendinize ondan ders okutmayı amel edinmişsiniz. Mahrecini, irabını düzeltiyorsunuz fakat emir ve yasaklarına gereği gibi ehemmiyet göstermiyorsunuz”
Tüm bunlarla bilmek gerekir ki Kur'ân-ı Kerîm'den maksat yalnızca onu okumak değil, onunla amel etmektir. Okumak öğrenmek içindir, öğrenmek de emir ve yasaklara uymak için... Kur'an'ı emir ve yasaklarına riayet etmeden okuyan kimsenin hali, efendisinden kendisine yapması gereken işlerin bildirildiği mektubu alıp da, bir yere oturarak onu yüksek sesle okuyan, sözleri oldukça güzel ifade eden fakat emirlerden hiçbirini yerine getirmeyen kölenin durumuna benzer. Muhakkak ki böyle biri azarlanmaya ve cezaya müstahak olur.
1 Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, 4/155; Beyhaki, Şuabü'l-İmân, nr. 6960.
2 Deylemi, Müsnedü'l-Firdevs, nr. 3376; Süyûti, el-Câmiu's-Sagir, nr. 4585; Ebu Nuaym, Hilyetü'l-Evlİyâ, 8/286.
Kimya-yı Saadet, İmam-ı Gazali
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder